Tükürük bezi müdahalesi nedir?
Tükürük bezleri, kanallar yoluyla ağza akan ve yiyeceklerin parçalanmasına yardımcı olan tükürük üretir. Bu tür bezlerin üç ana çifti vardır – submandibular bezler (çene kemiğinin altında), parotis bezleri (kulak ve çene arasında) ve dil altı bezleri (dilin altında). Bazen taş oluşumu nedeniyle bezler tıkanır veya başka nedenlerle kanallar tıkanır. Bu koşullar yetişkin nüfusun yaklaşık %1’ini etkiler.
Tükürük kanallarının kısıtlamalarını açmak veya taşları çıkarmak için cerrahi prosedürler karmaşık olabilir ve fasiyal sinir hasarı ve felç riskleri taşıyabilir. Girişimsel radyoloji, submandibular ve parotis bezlerinde uygun işlevi yeniden sağlamak için dilatörler, sepetler veya balonlar kullanan siyaloplasti gibi minimal invaziv prosedürler sunar.
İşlem nasıl yapılıyor?
Sialoplasti işlemi, klavuz olarak floroskopi kullanılarak gerçekleştirilir. Bir girişimsel radyolog, etkilenen bölgeye bir kateter (ince esnek bir tüp) ve bir tüp yerleştirecektir. Sialoplasti prosedürü gerçekleştirilmeden önce, prosedürü gerektiren durumun yerini ve kapsamını değerlendirmek için bir tanısal siyalografi yapılacaktır. Tanısal siyalografi, girişimsel radyoloğun etkilenen tükürük bezine kontrast madde enjekte ettiği ve ardından bir röntgen çektiği bir görüntüleme tekniğidir.
Sialoplasti sırasında tükürük kanalına esnek bir kılavuz tel geçirilerek daralmış veya tıkalı bölgeye yönlendirilecektir. Bir dilatör, tel çıkarılabilir sepet veya balon kullanarak, girişimsel radyolog daha sonra tükürük kanalındaki daralmayı genişletecek veya taşları (veya her ikisini birden) çıkaracak ve böylece durumun nedenini ortadan kaldıracaktır.
Neden yapılıyor?
Tükürük bezlerinde taşları veya diğer tıkanıklık nedenlerini gidermek için girişimsel teknikler kullanılabilir ve tıkanıklığın neden olduğu semptomları hafifletir. Bezlerde taş oluştuğunda hastalar ağrı, şişlik ve enfeksiyon gibi çeşitli semptomlar yaşayabilir.
Tıkanmaya neden olan taş çok büyükse girişimsel tekniklerin uygun bir tedavi olmayabileceği öne sürülmüştür. Bununla birlikte, bununla ilgili bildirilen vakaların sayısı azdır ve bu teknikler için kesin önerilerde bulunmayı imkansız kılmaktadır. Genel olarak, girişimsel prosedürler güvenli ve başarılı olarak kabul edilir.
Riskler nelerdir?
Hastalar genellikle işlemden sonra şişlik yaşarlar, ancak bu 24-48 saatten uzun sürmez. Bazı hastalar dilde bir karıncalanma hissi yaşarlar, ancak bu zamanla kendiliğinden geçer.
İşlem ağızda kanama (kendi kendini sınırlayıcı olduğu için tedaviye ihtiyaç duymaz), işlem sırasında ağrı ve enfeksiyon riski taşır. Kontrast boya, iğnenin yerleştirildiği damarın etrafındaki dokuya sızabilir veya doktor yanlışlıkla yanlış bir geçiş (doğal bir kanaldan çıkan doğal olmayan bir geçiş) oluşturabilir. Ancak bunlar genellikle kalıcı etkilere neden olmaz. Daha ciddi komplikasyonlar, daha sonra bezin çıkarılmasını gerektirebilecek duktal yırtıkları veya kanal dekolmanını içerir.